BORÇLAR HUKUKU


K. A. L. | HUKUK BÜROSU

Borçlar Hukukunun Genel İlkeleri ve Kapsamı

Borçlar hukuku, özel hukuk alanının temel taşlarından biridir ve kişiler arasındaki borç ilişkilerini düzenler. Bu hukuk dalı, bireylerin ve kurumların borçlarını nasıl ifa edeceklerini, sözleşmelerin nasıl kurulacağını ve sona erdirileceğini belirler. Borçlar hukuku, borç ilişkilerinin kaynağını oluşturan sözleşmeler, haksız fiiller ve sebepsiz zenginleşme gibi temel konuları kapsar.

Borçlar hukukunun temel ilkeleri, sözleşme özgürlüğü, dürüstlük kuralı ve sözleşmelerin bağlayıcılığı gibi prensiplere dayanır. Sözleşme özgürlüğü, tarafların istedikleri konuda ve şekilde sözleşme yapabilme hakkını ifade ederken, dürüstlük kuralı, tarafların sözleşme süreçlerinde ve borçlarını ifa ederken dürüst ve iyi niyetli olmalarını gerektirir.

Sözleşmelerin Kurulması ve Geçerlilik Şartları

Türk Borçlar Kanunu'na (TBK) göre sözleşmelerin kurulabilmesi için tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları gerekmektedir (TBK m. 1). İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir. Sözleşmenin kurulması sürecinde taraflar, esaslı noktalarda anlaşmış olmalıdır. İkinci derecedeki noktalar üzerinde uyuşulmazsa, hâkim, uyuşmazlığı işin özelliğine göre karara bağlar (TBK m. 2).

Sözleşmelerin geçerliliği için bazı şekil şartlarına uyulması gerekebilir. Genel kural olarak, sözleşmelerin geçerliliği kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir (TBK m. 12). Ancak, kanunda belirli şekil şartları öngörülmüşse, bu şartlara uyulması zorunludur. Örneğin, yazılı şekil şartı gerektiren sözleşmelerde tarafların imzalarının bulunması zorunludur (TBK m. 14).

Sözleşme Türleri ve Özellikleri

Borçlar hukukunda en sık karşılaşılan sözleşme türleri arasında satış, kira, hizmet, vekalet, kefalet ve bağışlama sözleşmeleri yer alır. Her bir sözleşme türü, kendine özgü özelliklere ve şartlara sahiptir. İşte bu sözleşme türlerinin tanımları ve detayları:

1. Satış Sözleşmesi:
Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 207). Satış sözleşmesinin en önemli maddeleri şunlardır:

  • Yarar ve Hasar (TBK m. 208): Satılan malın yarar ve hasarı, taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir. Alıcının satılanın zilyetliğini devralmada temerrüde düşmesi durumunda, yarar ve hasar alıcıya geçer.

  • Zapttan Sorumluluk (TBK m. 216-217): Alıcının elinden satılanın tamamı alınmışsa, satış sözleşmesi kendiliğinden sona erer ve alıcı satıcıdan ödediği bedelin iadesini talep edebilir. Satıcı, alıcıya karşı zapttan sorumludur ve alıcı, zapttan dolayı satıcıya karşı dava açabilir.

Örnek: Bir otomobil satın aldığınızda, aracın teslimiyle birlikte yarar ve hasar size geçer. Eğer araç çalıntı çıkarsa, satıcı zapttan sorumlu tutulabilir.

2. Kira Sözleşmesi:
Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 299). Kira sözleşmesinin önemli maddeleri:

  • Kiraya Verenin Borçları (TBK m. 301-303): Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Ayrıca, kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülükler kiraya verene aittir.

  • Kiralananın Ayıpları (TBK m. 304-305): Kiralananın önemli ayıplarla teslimi halinde kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden indirim yapılmasını talep edebilir. Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse, kiracı aynı taleplerde bulunabilir.

Örnek: Kiraladığınız evde ciddi su sızıntıları varsa, kiraya verenden bu ayıpların giderilmesini talep edebilirsiniz.

3. Hizmet Sözleşmesi:
Hizmet sözleşmesi, işçinin belirli bir süre iş görmeyi ve işverenin de bu hizmet karşılığında ücret ödemeyi taahhüt ettiği sözleşmedir (TBK m. 393). Hizmet sözleşmesinin önemli maddeleri:

  • İşçinin Borçları (TBK m. 395-396): İşçi, yüklendiği işi bizzat yapmak ve işverenin haklı menfaatlerinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverenin makinelerini, araçlarını ve diğer gereçlerini özenle kullanmakla yükümlüdür.

  • İşverenin Borçları (TBK m. 416-418): İşveren, işçiye ücret ödemek ve iş sağlığı ve güvenliği koşullarını sağlamakla yükümlüdür. Ayrıca, işveren, işçiye verdiği iş hakkında gerekli talimatları vermelidir.

Örnek: Bir şirketle yaptığınız iş sözleşmesinde, işvereninizin size güvenli bir çalışma ortamı sağlamakla yükümlü olduğunu bilmelisiniz.

4. Vekalet Sözleşmesi:
Vekalet sözleşmesi, vekilin, vekalet verenin talimatlarına uygun olarak belirli bir işi yapmayı üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 502). Vekalet sözleşmesinin önemli maddeleri:

  • Vekilin Borçları (TBK m. 505-506): Vekil, vekalet verenin talimatlarına uymak ve işleri sadakat ve özenle yürütmek zorundadır. Vekil, özel yetki olmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz.

  • Vekaletin Sona Ermesi (TBK m. 512-514): Vekalet, vekalet verenin ölümü, ehliyetsizliği veya iflası ile sona erer. Ancak, vekalet verenin menfaatine olan işler, sona ermeye rağmen vekil tarafından tamamlanmalıdır.

Örnek: Bir avukata vekalet verdiğinizde, avukatınızın size verilen talimatlara uygun hareket etmesi gerektiğini bilmelisiniz.

5. Kefalet Sözleşmesi:
Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 581). Kefalet sözleşmesinin önemli maddeleri:

  • Şekil Şartları (TBK m. 583): Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmalı ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmelidir. Kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.

  • Eşin Rızası (TBK m. 584): Eşlerden biri, diğerinin yazılı rızası olmadan kefil olamaz. Bu rıza, sözleşmenin kurulmasından önce veya en geç kurulması anında verilmelidir.

Örnek: Eşinizin yazılı rızası olmadan kefil olamazsınız; bu, kefalet sözleşmesinin geçerliliği için şarttır.

6. Bağışlama Sözleşmesi:
Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın malvarlığından bir şeyi bağışlanana karşılıksız olarak vermeyi taahhüt ettiği sözleşmedir (TBK m. 285). Bağışlama sözleşmesinin önemli maddeleri:

  • Bağışlama Ehliyeti (TBK m. 286-287): Fiil ehliyetine sahip olan herkes bağışlama yapabilir. Fiil ehliyeti olmayan kişi, ayırt et

me gücüne sahipse bağışlamayı kabul edebilir.

  • Koşullu Bağışlama (TBK m. 290): Bağışlama, bir koşula bağlanarak yapılabilir. Bağışlanan, bağışlayanın kendisinden önce ölmesi durumunda, bağışlama konusunun bağışlayana dönmesini isteyebilir.

Örnek: Evinizi birine bağışladığınızda, bağışlama koşuluyla yapılabilir ve belirli şartlar yerine getirilmediğinde bağışlama geri alınabilir.

Sözleşmenin İfası ve İfa Engelleri

Sözleşmenin ifası, borçlunun borcunu yerine getirmesi anlamına gelir. İfa, borcun konusu olan edimin yerine getirilmesini ifade eder. Borçlar hukukunda ifa süreci ve ifa engelleri detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.

İfa Zorunluluğu:
Borç, bizzat borçlu tarafından ifa edilmek zorunda değildir; borçlu, ifayı başkası aracılığıyla da yerine getirebilir. Ancak, alacaklının menfaati gereği ifanın bizzat borçlu tarafından yapılması gerektiği durumlarda, ifa şahsen yerine getirilmelidir (TBK m. 83).

İfa Engelleri:
İfa engelleri, borçlunun borcunu ifa edememesi durumunda ortaya çıkan hukuki durumlardır. İfa engelleri arasında mücbir sebep, ifa imkansızlığı ve alacaklının temerrüdü gibi durumlar yer alır. Mücbir sebep, borçlunun kontrolü dışında gelişen ve ifayı imkansız kılan durumlardır. Alacaklının temerrüdü ise alacaklının borçlunun ifa teklifini kabul etmemesi durumunda ortaya çıkar (TBK m. 106-110).

Örnek: Bir inşaat projesi, doğal afet nedeniyle tamamlanamıyorsa, bu durum mücbir sebep olarak kabul edilir ve borçlu ifa sorumluluğundan kurtulabilir.

Sözleşmenin Sona Ermesi ve Sonuçları

Sözleşmeler, ifa, fesih, iptal veya diğer nedenlerle sona erebilir. Sözleşmenin sona ermesi, tarafların borçlarının sona erdiği anlamına gelir. Ancak, sözleşmenin sona ermesi bazı hukuki sonuçlar doğurabilir.

İfa Yoluyla Sona Erme:
Sözleşmenin ifa edilmesi, borçların yerine getirilmesiyle sona erer. İfa, borcun konusunun alacaklıya teslim edilmesiyle gerçekleşir (TBK m. 83-85).

Fesih ve İptal:
Sözleşme tarafları, belirli koşullar altında sözleşmeyi feshedebilir veya iptal edebilir. Fesih, sözleşmenin ileriye yönelik olarak sona erdirilmesi anlamına gelirken, iptal, sözleşmenin geçmişe yönelik olarak geçersiz kılınmasıdır. Fesih ve iptal durumları, genellikle taraflardan birinin sözleşmeye aykırı davranması veya ifa engellerinin ortaya çıkması durumunda gündeme gelir (TBK m. 125-126).

Örnek: Kiracı, kiraya verenin sözleşme koşullarına uymaması durumunda kira sözleşmesini feshedebilir.

Haksız Fiil ve Sebepsiz Zenginleşme

Borçlar hukukunda haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme, borç ilişkilerinin önemli unsurlarıdır. Haksız fiil, bir kişinin başkasına zarar vermesi durumunda ortaya çıkan borç ilişkisidir. Haksız fiilin varlığı için hukuka aykırı bir fiilin bulunması ve bu fiilden doğan zararın kanıtlanması gerekir (TBK m. 49-76).

Haksız Fiil:
Haksız fiil, zarar verenin kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar vermesi durumunda ortaya çıkar. Haksız fiil sonucunda zarar gören, zararın giderilmesini talep edebilir. Haksız fiil sorumluluğu, zarar görenin zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükümlülüğünü içerir (TBK m. 49-50).

Örnek: Trafik kazasında zarar gören kişi, kazaya neden olan sürücüye karşı tazminat davası açabilir.

Sebepsiz Zenginleşme:
Sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir kişinin malvarlığının artması durumunda ortaya çıkar. Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat edemediği kısmı geri vermekle yükümlüdür (TBK m. 77-82).

Örnek: Yanlışlıkla başka bir kişinin banka hesabına para yatırılması durumunda, zenginleşen kişi bu parayı geri vermekle yükümlüdür.

Avukatın Borçlar Hukukundaki Rolü ve Önemi

Borçlar hukukunda avukatların rolü ve önemi büyüktür. Avukatlar, borç ilişkilerinin düzenlenmesi, sözleşmelerin hazırlanması ve uyuşmazlıkların çözülmesinde önemli görevler üstlenirler. İzmir ve özellikle Karşıyaka bölgesinde avukatlar, borçlar hukuku alanında geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır. İzmir avukat, karşıyaka avukat ve K.A.L. hukuk bürosu gibi kuruluşlar, müvekkillerine hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri sunarak onların haklarını koruma altına alırlar.

Borçlar hukuku alanında uzman bir avukat, sözleşmelerin hazırlanmasından müzakerelerine, ifa süreçlerinden uyuşmazlıkların çözümüne kadar pek çok aşamada müvekkillerine destek sağlar. Karşıyaka hukuk bürosu ve izmir hukuk bürosu gibi kurumlar, borç ilişkilerinde yaşanabilecek olası sorunları öngörerek, müvekkillerine en uygun hukuki çözümleri sunarlar.

Örnek: Bir avukat, müvekkilinin kira sözleşmesi müzakerelerinde temsil ederek, müvekkilinin çıkarlarını korur ve olası uyuşmazlıkların önüne geçer.

Sonuç olarak, borçlar hukuku, kişiler ve kurumlar arasındaki borç ilişkilerini düzenleyen ve tarafların haklarını güvence altına alan bir hukuk dalıdır. Bu alanda uzmanlaşmış avukatlar, borç ilişkilerinin her aşamasında müvekkillerine profesyonel destek sunarak, onların hak ve menfaatlerini koruma altına alırlar. İzmir avukat, karşıyaka avukat ve K.A.L. hukuk bürosu gibi kuruluşlar, borçlar hukuku alanında sundukları hizmetlerle, müvekkillerinin hukuki süreçlerini güvence altına alırlar.